14 Temmuz 2013 Pazar

toprağa basınca

betonarme yapıların soğuk gölgelerinde benliğimizi öylesine unutmuşuz ki, yolda yürürken karşıma büyük bir kara kaplumbağası çıkınca ölesiye şaşırıyorum. kişiliğimizi geliştirmenin yollarını ararken bizi ısrarla durdurmaya zorlayan "gündelik hayat sorunları" yüzünden cinsiyetçi küfürler ağzımıza slogan olmuş. doğada cinsiyet yok. hayatta kal yeter. aslında şehirde için de geçerli bir durum bu. belki de bunun için kişisel gelişime önem veriyoruz: para kazanmalıyız. din ile. dil ile.

on iki gündür garip bir yolculuğun içindeyim ben. uzun yıllardır aklımda olan bir şeyi yapıyorum. çantamı, çadırımı, uyku tulumumu aldım. İstanbul'dan Asos'a kadar yürüdüm, otostop çektim, otobüse de bindim.eninde sonunda toprağa basacağım dedim. tek amaç buydu. planlara boğulmadan, eş dosta uğrayarak nefes alarak kendimle girdiğim savaşta zafer kazanıp kazanamayacağımı görmek..

sanırım gördüm. aylardır çırpındığımız özgürlük mücadelesine kendi davamı iliştirerek ruhumu rahatlattım. ve biliyor musunuz ne öğrendim: onlar asla kazanamayacak.




top 5 yolculuk playlisti:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder