(yazı 02.06.2012'de eksisozluk'te de yayınlanmıştır.)
aydın olmak/gözükmek isteyen türk gençliğine 'social notifications' özelliği getiren yazar. kavramı ben uydurdum, ama sosyal bilinçlilik kavramı gibi bir şey olarak düşünebiliriz bunu. kendisini okuyana çok güzel sorular sordurarak hayatta gerçekten sahip olduklarınla yetinip yetinemeyeceğini ya da kendi kendine yetebilirken bak çevrende neler oluyor farkındalığını yarattıyor. sen de ister istemez ortada ciddi sorunlar var lan bu ülkede aslında geleceğe sahip çıkmalıyız falan deyip duruyorsun. ama sana yetmiyor. sorun hep bu gibi yazarların gençlerin içinde sadece küçük bir ateş yakmasının yetersiz bulunması. çünkü bu toplum asmalı mescit toplumu artık. daldan dala atlayıp, ülke sorunlarını güzel insanlara yaranmak için ayaküstü meze yapan twitter gençliğinden oluşuyor. ve en kötüsü de bu insanlar hemen herşeyi çabucak unutabiliyorlar. toplum derken, sosyal bilinçliliğine erişmiş insanların, belki de kendisinin direk kitlesini oluşturduğu toplumdan bahsediyorum. kendisi cumartesi insanları ile aydın'a giderken kaç kişi bunu sadece gazeteci kimliğinden ayrı bir duyarlılık gösterdiğinden kaynaklandığını düşünüyor? çünkü kendisini okuyan insan benim sevdiğim yazar oraya giderek büyük bir olaya imza atmış diyerek kendini sadece bununla tatmin edebiliyor. daha açık anlatmam gerekirse; kitlesinin sadece kendisini trafikte iphone'larından okumaktan ibaret kalmamasının önemli olacağı. sen de git, sen de katıl sen de daha fazla duyarlı ol! o gazetesine yazarken sen arkadaş ortamlarında bununla böbürlenebilirsin ya da blogunda anlatabilirsin. bunun gerçekleşmesi ilk başta kendisinin kitlesini 'örgüt'leme ile gerçekleşeceği . (hatta örgüt kelimesini kullanıp da beladan uzak duralım. fayrap gibi bir kelime ile durumu anlatmak daha anlamlı olur.)
ben artık hrant dink veya ahmet şık gibi isimlerin davalarına sadece sosyal medyada tepki gösteren insanları görmek istemiyorum. bunun modası çoktan geçti. en güzel kanıtını da mısır gibi az gelişmiş bir ülke gösterdi zaten. sen de yumurta kapıya dayanmadan birşeyler yap.
pınar öğünç, bu insanları yönlendirme kabiliyeti olan yazarlardan biri işte. umarım bunu da okur ve belki de insanları subliminal bir şekilde; çok da hissettirmeden olayları daha yakından takip ettirmeye çalışır. ve insanların sadece şu hislerime tercüman olmuş demesiyle yetinmesini biraz olsun önler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder